Krizantem
Bu metne dair anekdot niteliğinde bir kaç not düşmek istiyorum. Yazının daha anlaşılabilir olması ve anlamlı hale gelmesi için bunu yazma ihtiyacı hissettim. Söz konusu yazı, hala oksijenini solumakta olduğum İzmir'in alelade yağmurlu günlerinden birinde yazıldı. Dünden daha güzel olmayan bir günde, Buca'nın herhangi bir semtinde, insanlar için sıradan, benim içinse kabaca kötü diyebileceğim iki küçük özel anıya sahiplik eden bir parkta duraksadı adımlarım. Halk dilinde boşluğa bakmak denilen şeyi, yani şehrin pek de hoş manzaralarından sayılmayan küçük bir kesitini seyre daldım. Sigarama, saçlarımda hissettiğim küçük yağmur taneciklerinin yanı sıra bir sanatkârın dizeleri eşlik ediyordu. Bir süre hayal aleminde gezindikten sonra o şair arkadaşın musikisine bir nazire yazma fikri şimşek çakmışcasına belirdi zihnimde. "Sever adım" diyordu o şair, koşar adım gittim ben de eve. Bir çırpıda dökülüverdi kelimeler ardarda. Güzel bir şiir çıkmıştı ortaya fakat etraflıca